Uğur Gümüş
Uğur Gümüş

Pedagojiden Andragojiye Yetişkin Eğitimi

Günümüz eğitim dünyasında bireyler eğitim hayatlarına çok erken yaşlarda başlarlar. Çocukluk döneminde başlayan eğitim hayatı pedagojik eğitim yaklaşımları çerçevesinde tasarlanan yoğun bilgi içerikli uzun dönemli eğitim programlarından oluşur.
Meslek hayatlarına başlayan bireylerin öğrenmeye ve gelişmeye olan ihtiyacı ise artarak devam etmektedir. Yetişkinlik diye adlandırabileceğimiz bu dönemde bireylerin öğrenme yaklaşımlarında farklılıklar gözlemlenir. Tecrübe ile birlikte yetişkinler geçmişten getirdikleri bilgi ve birikimlerini günlük yaşantılarına aktararak yeni öğrenme süreçleri ile bu tecrübeler arasında bağlantı kurmak isterler.
Bu kapsamdan yola çıktığımızda yetişkinlerin eğitimi ile çocuklarının eğitimi arasında hem bilişsel hem de eğitim psikolojisi açısından farklılıklar meydana gelmektedir. Bu kavramları biraz daha açarak iki yaklaşım arasındaki farklılıkları biraz daha anlamaya çalışalım.
Pedagoji; inceleme alanı çocuklar olan; çocukların duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimleri için araştırma yapan bilim dalıdır. Pedagojik eğitim yaklaşımlarının ilgi alanının temelini öğreticilikle ilgili sorunlar oluşturur. Bu sorunlar bilginin içeriğine olduğu kadar, bilginin aktarılış biçimine de bağlıdır. Bu yüzden pedagojik eğitim yaklaşımları yalnız bilginin içeriği üzerinde durmakla kalmaz, çocuğun ruhsal durumu, grup içi davranışları ve öğrenci-öğretmen ilişkileri gibi bilginin aktarımını etkileyen dış etkenleri de dikkate alır.
Andragoji; altyapısı ciddi ve uzun bilimsel çalışmalara dayanan, zaman içinde pek çok bilim insanı, iletişimci, sosyolog ve psikoloğun katkılarıyla genel çerçevesi oluşturulmuş bir bilim dalıdır. Kullanılan diğer anlamıyla yetişkin eğitimi bilimidir.
Yetişkinler, öğrenme ve gelişme çabaları içine çok farklı beklenti ve amaç için girebilirler. Bu beklenti ve amaç; iş hayatında kullandıkları bilgi, beceri ve yetenek düzeylerini yükseltmek, çevrelerindeki insanlarla ilişkilerini geliştirmek veya sadece kişisel gelişim merakı olabilir.
Bugüne kadar yapılan çeşitli araştırmaların sonuçları göstermiştir ki; yetişkinlerin herhangi bir eğitim süreci içinde yer almaları, öncelikle bunu istemelerine bağlıdır. Bu nedenle yetişkinler için eğitim programları tasarlanırken farklı yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Yetişkinlere pedagojik eğitim yaklaşımları alışkanlıklarıyla tasarlanan eğitim programları; eğitimlerden istenen çıktıların alınamamasına ve yetişkinlerin öğrenme ihtiyaçlarının karşılanamamasına neden olabilmektedir.
Yetişkin eğitimciliğinin öncüsü kabul edilen Malcolm Knowles, andragoji kelimesinin de mucididir. Knowles, pedagojik eğitim yaklaşımdan ayrılacak biçimde, andragoji kelimesini, yetişkinlerin öğrenme süreçlerimi tanımlamak için kullanmıştır ve yetişkin eğitimciliği hakkında genel kabul gören 4 ön varsayımı öne sürmüştür:
  1. Yetişkinler, bir şeyi neden öğrendiklerini bilmek isterler. Eğitmen tarafından, öğrendiklerinin onlara ne kazandıracağı kendilerine anlatılmalıdır.
  2. Yetişkinler, sahip oldukları hayat tecrübesi ve birikimleri sayesinde, zaten sürekli öğrenme süreci içindedirler. Bu birikimlerini de eğitim aldıkları konu ne olursa olsun, öğrendiklerine belli düzeylerde yansıtırlar.
  3. Yetişkinler neden-sonuç ilişkisine önem verdikleri için, eğitimlerde ezber içeren maddelerden ve konu başlıklarından uzak durmak gerekir.
  4. Yetişkinler, öğrendikleri yeni bilgi ve becerileri hemen uygulamak ve kullanmak isterler. Uygulama geciktiğinde, öğrenilen bilgilerin akılda kalma oranı düşer.
Bu varsayımlar ışığında yetişkin eğitimleri tasarlanırken eğitim alacak kişilerin; ihtiyaç ve beklentileri ile eğitim içeriği arasında neden-sonuç ilişkisi kurmak, geçmiş bilgi ve deneyimlerinden faydalanmak ve içeriğin uygulanabilir olması oldukça önemlidir.
Buradaki yazılar yazarların görüşleri olup TEGEP’in resmi görüşü değildir. TEGEP Gizlilik Politikasına buradan ulaşabilirsiniz.