Nevra Atan
Nevra Atan

Nasıl Doğru Yapılır? Dijital Dünyada Yabancı Dilde İş İletişimi

Küreselleşme ve dijital dönüşüm işletmelerin çalışma şeklini değiştiriyor ve her geçen gün daha fazla kuruluş, yalnızca tek bir dili konuşmanın artık yeterli olmamasından ötürü, bu dönüşümün hızına ayak uydurabilmek için çalışanlarına yeni dil becerileri kazandırıyor.
Bir şirket kendisini yalnızca bir dil ile sınırladığında, maalesef yeni ortaklıklar geliştirme ve yeni müşterileri güvence altına alma fırsatlarını kaçırıyor.
Birçok şirket dijital dönüşüm için çıktıkları yolculuklarda farklı aşamalarda ilerlemekte ve dijital dünyada kurumsal dil eğitimi söz konusu olduğunda, herkesin aklında en iyi uygulamalar hakkında bile soru işaretleri bulunmakta.
Çok dillilik hem işletmeler hem de çalışanlar için birçok avantaja sahip:
  • Ekipler arasında iş birliğini geliştirmek (özellikle farklı ülkelerde bulunanlar için)
  • Empati gibi yumuşak becerilerin geliştirilmesine yardımcı olmak (sağlıklı çalışan ilişkileri için gerekli olan hoşgörü ve saygıyı teşvik eder)
  • Yeni çalışma kültürlerine adapte olmayı geliştirmek.

    İşte kurumsal dil eğitiminin başarılı olması için akılda kalması gereken ipuçları:

1. Değerlendirin ve ilerleyin; önce nerede durduğunuzu bilin, sonra nereye gideceğinizi belirleyin

Çalışanlarınızın dil bilgisi ve becerileri konusundaki eksik yönlerini değerlendirmek, dil öğrenimi ve yumuşak beceri eğitimi ile nereye ve nasıl ilerleyebileceğinize dair bilinçli kararlar almadan önce atmanız gereken ilk adımdır. “Beceri eksikliği” aynı zamanda LinkedIn’in Yeteneklerin Geleceği Raporunda tanımlanan üç ana trendden biridir.
Yetenek eksikliklerini bulmak için yalnızca çalışanları düzenli olarak değerlendirmemeli, aynı zamanda kuruluşunuzun öğrenme girişimlerinin başarısını da takip etmelisiniz. Bilgi, daha akıllı seçimler yapmanıza ve daha ulaşılabilir hedefler belirlemenize yardımcı olacaktır.

2. Hedeflerden bahsedin: hedefleriniz arasında bağlantı kurun ve öğrenme başarısını verimli bir şekilde ölçün.

Rakamlarla konuşup durumu istediğiniz gibi göstermekten vazgeçin. Birçok İK ve öğrenme uzmanı, öğrenme başarısını çalışanın öğrenmeye ayırdığı saat ya da dersi tamamlayan çalışan sayısı gibi rakamlar üzerinden ölçüyor, ancak bu ölçümlerle ilgili en büyük sorun, daha büyük iş hedeflerini yansıtmamalarıdır.
Eğitime yatırım yapmadan önce hem kuruluşunuzun hem de iş gücünüzün ihtiyaç ve hedeflerini özetlemeli ve eğitim programınızı bu çerçevede tasarlamalısınız.

3. Kişiselleştirin – herkese uyacak şekilde kalıba sokulmuş bir eğitim programının her birey için işe yaramayacağının farkında olun

Bir iş için yeni bir dil öğrenmek söz konusu olduğunda, kişiselleştirme hızlı ve verimli ilerlemenin anahtarıdır.
İş gücünüze katılacak çalışanlar farklı nesillerden farklı iş deneyimi düzeyleriyle geliyor olabilir, bu nedenle yeni bilgiler için her birine farklı bir yöntemle eğitim vermek gerekebilir.
Öğrenciler ısırabilecekleri büyüklükte öğrenme lokmalarına, farklı kaynaklara ulaşabilecekleri bir kütüphaneye ve çalışacakları endüstrileri ile ilgili konulara değinen videolar ve makaleler gibi ortamlara erişebilmenin yanı sıra kişisel ilgi alanlarıyla (onları meşgul etmek için!) ilgilenebilecekleri bir yetenek merkezine de erişebilmelidir. Mühendisler, satış personelleri ya da doktorlar, tüm çalışanlar farklı senaryolar üzerinden çalışır; bu yüzden kendi alanları ile ilgili konular hakkında bilgi sahibi olabilmeli ve çalışma alanlarıyla ilgili özel terimler kullanarak konuşma pratiği yapabilmelidirler. Yapay zekâ sayesinde, öğrenme deneyimi artık her zamankinden daha kişisel – içerik artık önceliklendirilebilir, düzenlenebilir ve bireysel öğrenciler için tam ihtiyaç anında sunulabilir. İnsanların tıpkı sabah kahvelerini farklı şekilde tercih etmeleri gibi farklı öğrenme tercihlerine sahip oldukları da unutulmamalı.

4. Mobil olun

Mobil öğrenmenin modern öğrencilerin büyük ihtiyaç duyduğu esnekliği sağladığı şüphe götürmez bir gerçek ve dijital dönüşüm çağında, kimse mobil öğrenme fırsatlarını dışlamayı göze alamaz. Hayat akarken öğrenmeyi sağlamak için mobil uygulamalar aracılığıyla yolculuk sırasında öğrenme, öğrencilerin çalışma ve kişisel hayatları ile öğrenme arasında maksimum esneklik elde etmelerine yardımcı olmak için gerekli.
Çalışanlar aktarma beklerken ya da ev ile iş arasında yolculuk ederken geçen zamandan en iyi şekilde yararlanabilir ve yolculuk sırasında kelime haznelerini geliştirebilirler. Bu, talebe bağlı ve ihtiyaç üzerine öğrenme konusunda verilebilecek mükemmel bir cevaptır.

5. Yalnızca bir tane değil, birçok öğrenme yöntemi edinin

Bazı çalışanlar bire bir telefon görüşmeleri yoluyla dil eğitmenleriyle konuşmayı tercih ederken diğerleri ise sanal sınıflar veya web seminerleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanından akranları veya diğer endüstri profesyonelleri ile öğrenmeye daha hevesliler. Genç kuşaklar ise oyunlaştırılmış bir yaklaşımı tercih ediyor ve mobil uygulamalar aracılığıyla hareket halindeyken öğrenmeye devam ediyorlar. Makro ve mikro öğrenme, modern öğrencilere ilginç ve ilgi çekici dil eğitimi deneyimleri sunmak için kanıtlanmış yöntemlerdir. İçeriğinizin yalnızca farklı konumlarda, ekiplerde ve sektörlerde bulunan çalışanlarınızın ihtiyaçlarına uyacak şekilde değil aynı zamanda farklı öğrenciler için de uygun olacak şekilde kişiselleştirildiğinden emin olun. Modern öğrencilerin öğrenmeye adamak için daha az zamanları olduğundan, eğitimin veriliş şeklini uyarlamak, dijital veya karma öğrenme girişimleri yoluyla kurumsal dil eğitimini başarıyla sunmanın anahtarı olacaktır.

Alman Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı mezunu. Ardından Alman ve İngiliz dilleri üzerine İstanbul Üniversitesi ve Ludwig Maximillian (Münih) Üniversitesinde yüksek lisans çalışmalarına devam etti. 15 yıldan beri eğitmenlik kariyerine devam ediyor. 2012 yılında kurduğu, yabancı dilde iş iletişimi alanındaki eğitim ve danışmanlık firması Formula Lingua markası ile bir çok şirkette yabancı dilde iş iletişime dair eğitim projeleri geliştirdi. Bunların yanı sıra, kadın girişimleri konusunda aktif. 2014 yılında Goldman Sachs Yatırım Bankası'nın desteği ile Özyeğin Üniversitesi'nde burslu olarak Girişimcilik eğitimi aldı, aynı zamanda 10.000 Kadın üyesi. 2018 yılından beri de dijital eğitimler ilgili çalışmalar yapıyor, Avrupa'nın önde gelen teknoloji firmalarından biri olan Speexx'in Türkiye ve Ortadoğu partnerliğini sürdürerek Türkiye'deki bir çok şirkettin eğitim alanında dijitalleşmesi konusunda destek veriyor. İş dışında yoga ve rüzgar sörfü yapıyor.

Buradaki yazılar yazarların görüşleri olup TEGEP’in resmi görüşü değildir. TEGEP Gizlilik Politikasına buradan ulaşabilirsiniz.