Kurum İçi Eğitmen Yetiştirmede Kritik Konular

Kurumsal eğitimlerde iç eğitmenlik belki de eğitim profesyonellerinin en zorlandıkları alanlardan biri. Onlarca projede şu yaşanır: İç eğitmen adayları belirlenir ve eğitici eğitimine katılır. Sonra? Sonra da bu kişilerin kendi eğitimlerini hazırlamaları ve vermeleri beklenir.
Buraya kadar güzel. Peki sonrasında? 2 temel sorun yaşarız.
Sahne becerilerini eğitimlerle geliştirmiş konu uzmanından eğitim tasarlamasını ve etkili bir eğitim vermesini bekleriz.  Sonuç ne oluyor?
  1. İyi tasarlanmamış, hatta genelde yazılardan oluşan bir powerpoint eğitim sunumu.
  2. Katılımcıları 20. Dakikadan sonra sıkmaya başlayan eğitim ortamı.
Sonra da iç eğitmenden beklediğimiz performansı alamadığımızda  ya  sıkıcı şekilde bu eğitimlerin sürmesine göz yumarız ya da iç eğitmenden umudumuzu kesip profesyonel eğitimenlere yöneliriz.
Bu kısır döngüdeki  birkaç kilit noktasını iyi tespit eden kurumlar başarılı bir iç eğitmenlik sistemi kurup, başarılı iç eğitimler  gerçekleştiriyor.  Nedir bu kritik konular? Bu yazımda bu konudaki ipuçlarını paylaşıyorum.
İç Eğitmen ve  Konu Uzmanı Farklı Olabilir
Eğitim profesyonelleri genelde bir konudaki en uzman kişiyi iç eğitmen olarak düşünürler. Oysa konu uzmanı (Subject Matter Expert) her zaman eğitim verecek kişi olmamalı. Konu hakkında kurumunuzdaki en uzman kişi olsa bile o kişinin istekliliği, eğitim verme ve katılımcı yönetme becerisi, yeterli zamanı ayırıp ayıramayacağı hatta bazen o kişinin pozisyonu bile o eğitimi vermesine engel olabilir. Bu nedenle  eğitimi konu uzmanı ile birlikte tasarlayıp ama eğitimi kendisi verecek olan iç eğitmenler bulmayı bir alternatif olarak düşünürüz. Örneğin yöneticilerinizi “iş hukuku” konusunda eğitecekseniz, eğitimi kurumunuzun avukatı ile (konu uzmanı) tasarlayıp , İK ekibinden birini de iç eğitmen olarak kullanabilirsiniz.
Eğitici Yetiştirme Eğitimleri:
İç eğitmen yetiştirme denilince akla genelde 2 günlük eğitici eğitimleri gelir.  2 günlük eğitici eğitimi programları genelde eğitmenlik, yetişkin öğrenme prensipleri ve bolca sahne becerisi pratiği içerir. Sesimi, bedenimi nasıl kullanmalıyım gibi temel becerilerle eğitmen yetiştirmek çok iyimser bir beklenti olabilir.
İyi bir iç eğitmenlik programında 3 temel boyutu ön plana koymamız gerekiyor.
  • Aktarım Becerisi (Platform Becerileri)
  • Eğitim Tasarım Becerisi
  • Katılımcı Yönetimi Becerisi
  • Bu üçlüden birisini bile ihmal ettiğimiz durumda, o iç eğitmeni tam geliştirememiş oluyoruz ve büyük olasılıklar o kişinin vereceği eğitimlere dair pek olumlu geribildirimler almayacağızdır.
Gelin bunları tek tek inceleyelim:
  1. Platform Becerisi (Aktarım Becerisi):Platform becerisi ve aktarım becerisi dediğimiz kavram, her ne kadar sunum becerilerini çağrıştırsa da, bir eğitmenin sunum yapmasını beklemeyiz. Eğitmenin “Anlatmasını”değil de “Öğretmesini” nihai olarak hedefliyorsak öğretim becerilerini içeren bir eğitim seçmeye dikkat etmemiz gerekir. Sunum becerisinde tek yönlü bir aktarımı öğretirken eğitici eğitiminde çift yönlü bir öğrenme deneyimine fasilitasyon yapmaktan söz ediyoruz. Katılımcılara soru sormak, sınıfın farklı coğrafyalarını (Bölgelerini) etkin kullanmak, bazen sessizce katılımcıların düşünmesini beklemek gibi, pek de sunum eğitimlerinde girilmeyen bir çok beceri ve metod iç eğitmenlere öğretilmelidir. O halde,platform becerisi için seçeceğiniz eğitim, sunum eğitimine değil doğrudan öğretim becerileri eğitimine yakın olmalı.
  2. Tasarım Becerisi: Sanılanın aksine, eğitimlerin kötü geçmesinin en önemli nedeni, eğitmenin sahne becerisindeki eksiklikten çok, verilen eğitimin en başta öğretim hedeflerine uygun bir tasarıma sahip olmamasıdır.İç eğitmene sadece eğitici eğitimi verip, sonra da kendi eğitimini hazırlamasını beklersek o kişiye büyük haksızlık yaparız.Sahne becerisini geliştirmiş bir konu uzmanından rol oyunu yönergesi yazmasını, öğrettiklerini uygulayabileceği bir vaka çalışması yapmasını, farklı buz kırıcılarla sınıfı ferahlatmasını,test hazırlamasını, oyun tabanlı öğrenme aktiviteleri kurgulamasını bekleyemeyiz. Kurum olarak bunları öğretmeden, iç eğitmenden bu çalışmaları beklemeye hakkımız olamaz.Bu nedenle eğitici eğitimi alan iç eğitmenlerinize hemen en kısa sürede eğitim tasarımı eğitimi vermek ve mümkünse de o eğitim içerisinde kendi eğitimlerini tasarlatmak iyi bir sistemin olmazsa olmazıdır.
  3. Katılımcı Yönetimi: Eğitici eğitimi ile sahne becerisini geliştirmiş ve tasarım eğitimiyle de kendi eğitimini baştan tasarlamış bir eğitmen düşünün. Fakat daha eğitimin 10.Dakikasında katılımcılardan birine verdiği yanıt ile onu kaybedebilir, 20 dakikada sınıfı uyutabilir, katılımcıların henüz daha ikna olmadığı bir başlığı hızlıca geçerek yeni bir konuya girebilir. İstediği kadar iyi tasarlanmış olursa olsun katılımcı ile bağ kurmayı, onların dile getirmediği ama sınıfta derinden hissedilen duygu ve düşünceleri duymayı, katılımcılar karşısında sivil ve atilgan duruş sergilemeyi bilmeyen bir eğitmenin işi çok zordur. Bu nedenle 3. Modül olarak da eğitici yetiştirme programlarında mutlaka, insanı anlamak ve katılımcı yönetimi üzerine bir eğitim koymayı düşünün.

1973 İzmir Doğumlu. ODTÜ Psikolojik danışmanlık mezunu. Sırasıyla Yapı Kredi Eğitim Merkezinde uzman yardımcısı, Humanitas Doğuş İnsan Gücü Yönetimi AŞ ve Garanti Bankası Eğitim Merkezi'nde eğitim yönetmeni, Yıldız Holding'de eğitim müdürü ve Yıldız Holding'de satış eğitim direktörülüğü yaptı. 2016 dan bu yana, TBS Danışmanlık'ta (www.tbsakademi.com) kurumsal akademi ve İK danışmanlığı ve de eğitmenlik yapmaktadır. Co-Active Coaching sertifikasına sahiptir.

Buradaki yazılar yazarların görüşleri olup TEGEP’in resmi görüşü değildir. TEGEP Gizlilik Politikasına buradan ulaşabilirsiniz.