Her Şey Kafayı Bozmakla İlgili
Bir poliglot izledim. 17 yaşında ve 8 dili akıcı konuşabiliyor, anlayabiliyor. Bunu nasıl yaptığını anlattığı bir youtube kanalı da var.
Ben de sizler için özetleyeyim, farklı kültürlere olan doyumsuz bir merakı var. Erken gençlik döneminde kendisine söylediği bir sözü hatırlıyor "Bir gün Fransızca öğreneceğim." Zaman geçiyor ve bir gün gelip çatıyor. Kendisine, "Bir dil öğrenmek istiyordun, hadi başla." diyerek ve bu dili de hayali olan Fransızca seçerek başlıyor.
2 sene kafasını Fransa ve Fransızca ile bozuyor. Öyle ki, arkadaşları kendisine 'fransız' demeye başlıyor. İzlediği filmler, instagramda takip ettiği fransız influencer'lar, evine dekoratif olarak koyduğu Fransa'yı anımsatan objelerle hevesini daima canlı tutarak 2 sene sonunda Fransızca'da yetkin hale gelmekle kalmıyor, bir dili nasıl öğreneciğini de öğreniyor.
Sonrasında ise sırada öğreneceği diğer dillerin yolculuğuna çıkıyor.
Bu bir poliglot hikayesi evet. Ama hikayeler bir şeye kafayı bozmakla/kırmakla yazılıyor sanki.
Çünkü İclal, bir dili öğrenirken hayatını bu dilden ibaret yapıyor. Ders çalışmakla kalmıyor, bu dile maruz kalacak aktivitelerle haşır neşir oluyor. Tutkusunu ise paylaştıkça çoğalıyor, ya da en azından ben böyle hissediyorum 😊
Kendisini gönülden takdir ediyorum ve ilham olduğu için naçizane teşekkür ederim.
Böylesi örnekleri topladığım yazılarla bu seriye devam etmeyi planlıyorum.
Bir göz atmak isteyen İclal'i youtube'da "iclaliano" ismi ile bulabilir.
Sevgiyle kalın.