Evde, İşte Rolünüz Ne Olursa Olsun İşte Anlatıcının Yolculuğu !

İşte güzel bir gün. Birazdan çocuklar eve gelecek. Yoğun bir ev temposundan sonra sonunda uyku vakti işte bu harika!
Kapı yavaşça açıldı ve küçük patron şöyle seslendi:
“Bana uyumadan önce bir hikaye anlatır mısın?”
Durumu biraz daha genelleyelim…
Gözlerin uykudan açılamadığı, ellerde karton bardaklarda kahvelerin olduğu bir iş sabahı. Hay aksi kahve beyaz gömleğinize damladı, üstelik yeni projenizi sunacağınız toplantı öncesi. Neyse ki hazırlıklısınız. Toplantı odasında derin bir sessizlik. Büyük patron yavaşça konuşmaya başladı:
“Projenizi anlatır mısınız?”
Evet şimdi iki durum arasındaki 7 farkı bulabilir misiniz ?
Bana soracak olursanız iki durum da aynı.
Birisinde rahatça Simpsons desenli pijamalarınızı giyebilirsiniz karar sizin….

En son kime ne anlattınız ?

Hadi bir düşünelim…
İş yerinde yeni elbisenizi en yakın arkadaşınıza?
Evde komşunuza yemek tarifi?
Büyük bir projenin sunumu?
Çocuğunuza nasıl çorap giymesi gerektiğini?
İşte bu yaptığınız şey insanlığın en en en eski gereksinimi.
Evet evet tam da bu. ANLATMAK

Peki doğru anlatım nasıl olmalıdır?

Üniversite ya da lise zamanlarınızı hatırlayalım. Arka sırada çantanın üzerinde uyuyan öğrenciler, tahtada ders anlatma savaşında bir öğretmen...
Evet çok iyi gidiyoruz. Şimdi bu kareyi biraz yakınlaştıralım zihnimizde. Öğretmene yakınlaşalım yani anlatıcıya. Onu biraz analiz edelim. Bir eli tahtada diğer eli beyaz önlüğünün cebinde… Bir robot gibi ritmik olarak aynı hareketleri yapıyor sürekli. Yazdığı yazıyla tahtanın sonuna geldiğinde tekrar alt satırla en başa dönüyor.
Aynı ritmik hareketler.
Buradaki sihirli kelime “AYNI”
İşte o anlatıcı düzenli olarak hep aynı hareketleri yapar ve onu izleyen çocukların gözleri, algıları buna alışır. Bir süre sonra onu görmezler. Tıpkı vücudumuzun soğuk ya da sıcak bir yere alışma çabası gibi. Bu arada söylemeyi unuttum bunun tam aksine hiç hareket etmeyen, inaktif bir anlatıcı da bu durumdan farksızdır.
İster ebeveyn olarak çocuğunuza, ister bir çalışan olarak proje grubunuza, ister arkadaş ortamınızda nerede olursanız olun eğer anlatıcı statüsündeysek anlattıklarımızı tasvir eden, onları destekleyen beden hareketlerine ihtiyacımız var. Dikkat etmemiz gereken diğer konu, bedenimizin anlattıklarınızın önüne geçmesi. Çok büyük hareketler yaptığımızda gözünüz oraya alışmaya çalışırken kulaklarımız anlatılanı kaçırabilir. Siz en iyisi işi dengede tutun…
Anlatıcının hikayesi uzun ...
Bu sadece bir giriş yazısı. Elimden geldiğince bölüm bölüm hepsini yazmaya çalışacağım. Bakarsınız belki birlikte anlatılacak şeyler yazarız.
Buradaki yazılar yazarların görüşleri olup TEGEP’in resmi görüşü değildir. TEGEP Gizlilik Politikasına buradan ulaşabilirsiniz.